5941 SAYILI ÇEK KANUNU İLE İLGİLİ BİLGİ NOTU

5941 Sayılı Kanun (“Kanun”), Türk Ticaret Kanunu’ndaki ilgili maddelerle birlikte, Türk hukukunda çeke ilişkin temel düzenlemeleri içeren metindir. Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili 780-823. maddelerinde konu daha çok hukuki unsurlarken, Kanun ağırlıklı olarak cezai düzenlemeler getirmektedir.  

 

1. maddesinde, amacı “çek defteri, içeriği, çek düzenlenmesi, kullanımı, çek hamillerinin korunması, kayıtdışı ekonominin denetimine katkıda bulunulması ve karşılıksız çek hamillerine ve bu kanunda belirlenen diğer yükümlülüklerini ihlal edenlere uygulanacak yaptırım usullerini belirlemek” şeklinde ifade edilen Kanun, 20.12.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş ve 3167 Sayılı Kanunu yürürlükten kaldırmıştır. Daha önceki çekle ilgili bütün düzenlemelerde de olduğu üzere, çeke duyulan güveni arttırmayı ve karşılıksız çek vakalarını en aza indirmeyi amaçlayan Kanun’da yine bu doğrultuda, 31.1.2012 tarihli Çek Çek Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair 6273 Sayılı Kanun ve 15.7.2016 tarihli Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 6728 Sayılı Kanun’la bazı değişiklikler yapılmıştır

 

Bugün piyasada olan çeklerin (tacir çeki/tacir hamiline çek/tacir olmayan kişi çeki/tacir olmayan hamiline çek) renk, ebat ve sair şekli şartları da yine, Kanun’un 2. maddesine dayanılarak, 20.1.2010 tarihli Çek Defterlerinin Baskı ve Şekline ve Bankaların Hamile Ödemekle Yükümlü Olduğu Miktarın Belirlenmesine İlişkin 2010/2 Sayılı TCMB Tebliği ile düzenlenmiştir

 

Kanun, özellikle 6728 Sayılı Kanun’la değişen 2. ve 3. maddeleri ile, karşılıksız çek vakalarını azaltmak için özellikle bankalara yükümlülükler getirmekte, çek hesabı açmak isteyenlerden pek çok belge yanında Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi (“Risk Merkezi”) ve adli sicil kayıtlarının istenmesini ve bunlarla ilgili araştırma yapılmasını şart koşarak, bankaları bu kişilerin yasaklılık durumları ile ekonomik durumlarının çek hesabı açmaya müsait olup olmadığını kontrol etmekle yükümlü hale getirmektedir. Bankalar ayrıca 4. madde gereğince, çek hesabı açtıkları kişileri (tüzel kişiyse işlem yetkililerini) Risk Merkezi nezdindeki sisteme kaydetmek, çek hesabı sahiplerine ilişkin bu  maddede sayılan bilgileri Gelirler İdaresi Başkanlığı’na, yine bu başkanlık tarafından belirlenen periyodlarda bildirmek, tacir tüzel kişiler arasında ortaklar ve yönetim organlarında bulunan kişiler aracılığıyla oluşan ilişkilere ait bilgileri ve hamiline çek yaprağı kulanmadan hamiline çek düzenlenmesi vakalarını yine Gelirler İdaresi Başkanlığı’na bildirmek zorundadırlar. Bunun dışında lehdar da, 3. maddenin onuncu fıkrası gereğince, karekodlu çeki Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’ne kaydettirmekle (6728 Sayılı Kanun’un 76(f) maddesi gereğince 31.12.2017 tarihinden itibaren) yükümlüdür (TTK’ya 6728 Sayılı Kanun’la eklenen Geçiçi 11. madde gereğince, 31.12.2016 tarihinden itibaren bankalarca çek hesabı sahiplerine karekod ve seri numarası unsularını içermeyen çek verilemez, yabancı bankalar tarafından bastırılmış çeklerde bu unsurların bulunmaması ise, bu çeklerin geçerliliğini etkimeyecektir). Bu kayıt tarihinden sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, düzenleyen tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Bu düzenleme ile, ileri tarihli çeklerin ibraz süresi geldiğinde, tüzel kişinin yetkilisi değişmişse veya yetki süresi sona ermişse, çekin yetksisiz kişilerce düzenlendiği iddiasıyla karşılığının ödenmemesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır.  

 

Çek yaprağında olması gereken bilgiler de Kanunun 2. maddesinin devamında sayılmış (6728 Sayılı Kanunla bunlara çek hesabı sahibinin TC kimlik veya MERSİS  numarası ile düzenleyenin TC kimlik numarasını eklemiştir) ancak bu bilgilerdeki eksikliğin, TTK’nundaki unsurları taşıyor olduğu sürece, çekin geçerliliğini etkilemeyeceği belirtilmiştir. 

 

Çekin karşılıksız veya kısmen karşılıksız çıkması hali ve bu durumda bankanın ödeme yükümlülüğünün sınırı ile bankada ve sonrasında işleyecek prosedür Kanun’un 3. maddesinde yer almaktadır. Muhatap bankanın bu durumda ödemekle yükümlü olduğu miktar, Türkiye İstatistik Kurumu yıllık fiyat endeksleri gözönünde tutularak her yıl ocak ayında TCMB tarafından belirlenerek Resmi Gazete’de yayımlanacaktır. Bankanın bu maddedeki ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi veya geciktirmesi halinde, 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun  hükümleri uygulanmaz. Üzerindeki yazılı baskı tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmeyen çeklerle ilgili olarak bankanın bu maddeye göre ödeme yükümlülüğü sona erer. Çeki ibraz eden hamilin çeki imzalamaktan kaçınması halinde karşılıksızdır işlemi yapılmaz. 6728 Sayılı Kanun ile getirilen değişiklikle karşılıksız çekle ilgili şikayet, (6728 Sayılı Kanun’un 76(f) maddesi gereğince 31.12.2017 tarihinden sonra) İcra Mahkemesi’ne yapılacaktır. 

 

Çeklerin üzerlerindeki düzenleme tarihinden önce ibraz edilmesi hususu da bu maddenin sekizinci fıkrası ile,  ile Geçici 3. maddenin beşinci fıkrasında düzenlenmiştir. 3(8) maddesine göre, düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çeklerin kısmen veya tamamen karşılığının olmaması halinde, bu çekle ilgili hukuki takip yapılamayacaktır (5. maddede de, yeni yasa ile gelen adli para cezasının uygulanabilmesi için, çekin “düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibraz edilmiş ve karşılığının ödenememiş” olması lazımdır). Geçici 3. maddenin beşinci fıkrası gereğince de, bu şekilde bir ibraz, 31.12.2017 tarihinden önce yapılırsa, geçersiz olacak ve sözkonusu çekle ilgili hiçbir işlem yapılamayacak, 31.12.2017 tarihinden sonra yapılan ibrazda ise, karşılık varsa ödeme yapılabilecek, yoksa     “karşılıksızdır” işlemi gerçekleştirilemeyecektir.

 

5. maddede karşılıksız çekle ilgili yargılama süreci, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararından sonra ilgili çek sahibine uygulanacak yaptırımlar düzenlenmekte olup, burada adli para cezasına ilişkin düzenlemeler yanında, icra mahkemesinin koruma tedbiri olarak resen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar vermesi kuralı getirilmiştir. 6728 Sayılı Kanun’la bu maddede yapılan değişiklikler gereğince,  Çekin kanuni ibraz süresi içinde  ibrazında, “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında ön ödeme, uzlaşma, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmaz, adli para cezasının ödenmemesi halinde ise, kamuya yararlı işte çalıştırma  kararı verilmeksizin, ceza doğrudan hapis cezasına çevrilir. Bu yasak, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi ile, tüzel kişi adına çek keşide edenler ve sermaye şirketlerinde ise yönetim organı ve ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır. Hakkında yasaklılık kararı olan kişi sermaye şirketinin yönetim organlarında görev alamaz ancak mevcut organ üyeliklergörev süresnin sonuna kadar sürer. Yasak ile ilgili kararın tebliği, adres değişikliği bildirimi yapılmamışsa, ilgilinin çek hesabı açtırırken bankaya bildirdiği adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılır. Adres terkedilmiş veya yanlış bildirimi halinde de tebligat yapılmış sayılır. Yasak kararına itiraz İcra İflas Kanunu’nun 353. maddesi birinci fıkrasında belirtilen yargı organında yapılır. Yine, bu maddenin üçüncü fıkrası gereğince, çek hesabı sahibi gerçek kişi kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil tayin edemez. Bu maddenin ihlali halince, sözkonusu çekle ilgili cezai sorumluluk çek hesabı sahibine aittir.   

 

6. maddede ise, karşılıksız kalan çek bedelinin, kanuni ibraz tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanuna göre hesaplanacak faizi ile birlikte ödenmesi halinde,  yargılama aşamasında davanın düşeceği, mahkumiyet kesinleşmiş ise, hükmün bütün sopnuçları ile ortadan kalkacağı, çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağının MERSİS ve Risk Merkezi’ne hükümleri getirilmiştir. Cezanın infazının tamamlanmasından itibaren 3 yıl, yasağın konulma tarihinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra, mahkemeden yasak kararının kaldırılması istenebilir. Karara itiraz yine İİK 353. maddeye göre yapılır, yasağın kaldırılması 5. maddedeki usulle MERSİS’e ve Risk Merkezi’ne bildirilir.

 

7. maddede, tacirin ticari işletmesiyle ilgili işlerde tacir olmayan kişi çek defteri kullanması, bankanın tacir olmayan kişiye, tacir çek defteri vermesi, çek hesabı sahibinin bankaya gerçek dışı beyanda bulunması, kişiye beyanname almadan çek defteri verme veya kişiye  (veya onun yönetim organında görevli olduğu, temsilcisi veya imza yetkilisi olduğu tüzel kişiye) hakkındaki yasak kararına rağmen çek defteri verme, kanuni gerekliliğe ve talebe  rağmen karşılıksızdır işlemi yapılmaması, karşılığı mevcut çek bedelinin veya kanunen ödemekle yükümlü olduğu  miktarı hamile ödenmemesi, hakkındaki yasak kararına rağmen çek düzenleyen, hamiline çek defteri yaprağı kullanmadan hamiline çek düzenleme, bankanın kanunen saklamakla yükümlü olduğu belgeleri saklamaması veya karşılıksız çıkan çekle ilgili olarak hamile talep ettiği bilgi ve belgeleri vermeme gibi çeke ilişkin bazı suçları ile ilgili cezai düzenlemeler yer almaktadır. 

 

8. madde çeklerin banka şubeleri arasında hesaben ödenmesi konusunu düzenlemektedir. Bu konudaki yönetmeliğie uygun olarak fiziki olarak ibraz edilmeksizin sadece çek bilgileri üzerinden bankalararası takas odaları aracılığıyla elektronik ortamda muhatap bankaya çek gönderilerek işlem görmesi, TTK’daki takas odasına ibraz hükmündedir. Bu şekilde ibraz edilen çeklerle ilgili olarak bankalarca kısmi ödeme veya bu konunda bankanın sorumlu olduğu miktarda ödeme sözkonusu olmaz. Ancak, hesaptaki kısmi karşılık tutarı onbeş gün süreyle hamil lehine bloke edilir.  

 

9. madde, Kanunun yürürlükten kaldırdığı mevzuatı sıralamakta, sonraki geçici maddelerde de, gerek Kanun, gerekse onu değiştiren mevzuat ile ilgili geçiş hükümleri yer almakta olup, bunların bazılarına yukarıda ilgili ana maddelerle birlikte değinilmiştir.