İŞE İADE KARARI TESPİT NİTELİĞİNDEDİR, İLAMLI İCRA YOLUYLA TAKİBE KONULAMAZ

T.C.

YARGITAY

8. Hukuk Dairesi

 

ESAS NO    : 2015/12094 

KARAR NO    : 2017/14183    

 

                                   Y A R G I T A Y   İ L A M I

 

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ    : İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi

TARİHİ        : 13/04/2015

NUMARASI    : 

DAVACI        : 

DAVALI        : 

DAVA TÜRÜ    : Şikayet

 

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

 

                                       KARAR

 

Borçlular aleyhine alacaklı tarafından, işe iade ilamına dayalı olarak, ilamlı  takip başlatıldığı, icra emriyle; 6.360,00 TL asıl alacak  ile 704,55 TL işlemiş faizin ödenmesinin istendiği, borçlunun ilamın eda hükmü içermemesi nedeniyle   takibin iptali  şikayeti üzerine,  Mahkemece takibin iptaline yönelik şikayetin reddine, borca yönelik itiraz bakımından 704,55 TL ile sınırlı olarak icranın geri bırakılmasına  karar verilmiştir. Hüküm   borçlu   vekili tarafından temyiz edilmiştir.

HGK’nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 Esas-1997/776 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. O nedenle,  İcra Mahkemesi'nce ilamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez.     

İcra takibinin dayanağı olan İstanbul 11. İş Mahkemesi'nin 2012/570 Esas, 2013/445 Karar sayılı ilamında, "...Davalı İşveren tarafından yapılan iş akdinin  feshinin geçersizliğine, davacının aynı şartlarla işe aidesine, davacı işçinin, mahkememizin bu kararının kesinleşmiş bir suretinin davacı tarafa tebliğinden itibaren on (10) işgünü içinde, işe başlatılmak için işverene başvuruda bulunması halinde ve davalı işverenin de başvurudan itibaren bir (1) ay içinde davacıyı işe başlatmaması durumunda, davalı işverenin davacı işçiye ödemesi gereken tazminat miktarının, davacının kıdemi ile akdin fesih nedeni dikkate alınarak ve takdiren, davacı işçinin 4 aylık brüt ücreti tutarı olarak belirlenmesine, davacı işçinin, işe iade için on (10) günlük yasal süre içinde işverene başvuruda bulunması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşeceği tarihe kadar gerçekleşen en çok 4 aylık ücretinin ve diğer haklarının da davalıdan tahsiline, işe başlatılması halinde bu alacaktan ödenmişse kıdem ve ihbar tazminatlarının mahsubuna,.....1.320,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, davacı tarafın yapmış olduğu 45,60 TL ilk dava harcı ve 49,00 TL posta masrafı olmak üzere 94,60 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine,” hükmedilmiştir.           

 

Bu hali ile icra takibinin dayanağı, İstanbul 11. İş Mahkemesi'nin feshin geçersizliğinin  tespiti ve işe iade ilamı olup anılan ilam yargılama gideri ve avukatlık ücreti dışında edayı içerir hüküm ihtiva etmemektedir. Bu nedenle asıl alacak ve faizi yönünden  ilamlı icra takibine konu yapılamaz. Ayrıca olayda 4857 Sayılı Yasa'nın 21. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinin de yargılamaya muhtaç olduğu görülmektedir.

 

Açıklanan  nedenlerle takipte asıl alacak ve faizi istenildiğinden mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle şikayetin reddine karar verilmesi doğru değildir.             

      SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca  İİK'nun 366/3. maddesi gereğince  Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine  31.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan

F. AKÇİN

Üye

N. ŞİMŞEK

Üye

N. BEYAZITOĞLU KUŞÇUOĞLU

Üye

F. EROĞLU

Üye

M. K. ÇETİN

 

 

T.C.

YARGITAY

8. Hukuk Dairesi

 

ESAS NO    : 2015/12043 

KARAR NO    : 2017/14564    

 

                                   Y A R G I T A Y   İ L A M I

 

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ    : İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi

TARİHİ        : 13/04/2015

NUMARASI    : 

DAVACI        : 

DAVALI        : 

DAVA TÜRÜ    : 

 

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

 

 

                                 KARAR

 

 Borçlu aleyhine  alacaklı tarafından işe iade davası sonrası verilen hükme dayalı olarak ilamlı  takip başlatıldığı, icra emriyle; 7.640,00 TL asıl alacak ve faizinin ödenmesinin  istendiği, borçlunun takip dayanağı ilamın eda hükmü içermemesi nedeniyle takibin iptali talebi ve faize itirazı üzerine, Mahkemece, takibin iptaline yönelik şikayetin reddine,borca ve ferilerine yönelik itiraz bakımından 850,59 TL ile sınırlı olarak icranın geri bırakılmasına, tazminat isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm, şikayetçi borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre borçlu vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Borçlu vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

HGK’nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 Esas -1997/776 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. O nedenle,  İcra Mahkemesi'nce ilamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez.

           Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan ilamın hüküm fıkrasının incelenmesinde; talep edilen alacağa ilişkin olarak ilamın eda hükmü içermediği anlaşılmaktadır. Dayanak ilamın 1. fıkrasının (c) ve (d) bentlerinde öngörülen hususlarda, borçlunun alacaklıya  işe dönmek için süresinde başvurup başvurmadığının belirlenmesi, alacağın hesaplanması hususlarının  yargılamayı gerektirdiği, yine  olayda 4857 Sayılı Yasa'nın 21. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinin de yargılamaya muhtaç olduğu görülmektedir.              

        Bu durumda Mahkemece,  dayanak ilamda, icra emrinde talep edilen alacak yönünden likit bir alacak içeren eda hükmü bulunmadığı  nazara alınarak asıl alacak ve faizi yönünden takibin tümden iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

                             -//-

SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle borçlu vekilinin temyiz itirazları  kısmen yerinde görüldüğünden kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve  6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, borçlu vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince  Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 06.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan

F. AKÇİN

Üye

N. ŞİMŞEK

Üye

E. SARICALAR

Üye

N. BEYAZITOĞLU KUŞÇUOĞLU

Üye

F. EROĞLU