11 KASIM Pazartesi
● KOZMETİK FİRMALARININ DİKKATİNE
KOZMETİK ÜRÜNLER İLE İNSANLAR ÜZERİNDE YAPILACAK ÇALIŞMALAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAK” hazırlanmıştır. Görüşlerinizi sitede yer alan “Taslak görüş formu” ile 22.11.2024 tarihine kadar Kozmetik Ürünler Daire Başkanlığı’na iletebilirsiniz.
İlgili belgeye ulaşmak için TIKLAYINIZ
-§-
12 KASIM Salı
● DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU KARARI
Bir mükellefin, aynı vergi dairesi tarafından birden fazla sebepten ötürü özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumunda, her sebep yönünden ayrı idari işlem tesis edildiğinin kabulünün gerektiği, davanın tarafları ve konusu aynı olsa da davacıların talep sonucunu dayandırdığı vakıaları ifade eden dava sebeplerinin farklı olduğu, örneğin gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan fatura düzenleme fiili nedeniyle özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumu ile kanuni temsilcisinin ortağı olduğu diğer bir mükellef hakkında olumsuz tespit bulunması nedeniyle özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumunda açılacak davalarda talep sonucunun dayandırılacağı vakıalar farklılaşacağından, derdestlik bakımından dava sebebi noktasında aynılıktan söz edilemeyeceği, dolayısıyla, her bir işlemin iptali istemiyle ayrı davalar açılması halinde açılan davalar arasında derdestliğin söz konusu olmayacağı yönünde, oyçokluğuyla kesin olarak karar verilmiştir.
İlgili belgeye ulaşmak için TIKLAYINIZ
-§-
13 KASIM Çarşamba
● AYM BİREYSEL BAŞVURUSU
Başvurucu, İnfaz Kurumu’nun aşırı kalabalık olması nedeniyle banyo ve tuvalet kullanımının, sıcak su miktarının yeterli olmadığını, hijyen koşullarının gerektiği gibi olmadığını, kişisel eşyaların muhafazasında sorun yaşandığı, mahkûm sayısındaki artışa rağmen kurum personeli sayısının aynı kaldığı gerekçeleri ve Kurum şartlarının Anayasa ve kanunlara uyumlu hale getirilmesi talebiyle İnfaz Hakimliği’ne başvurmuştur.
AYM; başvurucunun İnfaz Hakimliğine yaptığı şikayetin, şikayet konusunun 4675 sayılı Kanun'da düzenlenen infaz hakimliklerinin görev alanına girmediği gerekçesiyle esasa girilmeden reddedildiği, bu itibarla başvurucunun barınma, beslenme, muayene ve tedaviye ilişkin şikayetleri konusunda yerel mahkemelerce bir inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşıldığı, ayrıca 4675 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ve infaz hakimliklerine mahpusların hak ve hürriyetlerinin korunması adına geniş bir görev alanı tanıyan düzenlemeye rağmen şikayet konusunun İnfaz Hakimliğinin görev kapsamına hangi nedenlerle girmediği hususunda yerel mahkemelerce ikna edici açıklamalarda bulunulmadığı, itirazın yapıldığı Ağır Ceza Mahkemesince de eksikliğin giderilmediği, başvurucuya pratikte işleyen etkili bir hukuk yolunun sunulmadığı gerekçeleriyle kötü muamele yasağı (AY m.17) ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının (AY m.40) ihlal edildiğine karar verdi.
İlgili belgeye ulaşmak için TIKLAYINIZ
-§-
14 KASIM Perşembe
● BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
Resmî Gazete’de yayımlanan 7531 Sayılı Torba Kanun; 2004 s. İİK, 1136 s. Avukatlık Kanunu, 2547 s. Yükseköğretim Kanunu, 4721 s. TMK, 5235 s. Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun, 5737 s. Vakıflar Kanunu, 5395 s. Çocuk Koruma Kanunu, 5237 s. TCK, 5271 s. CMK’na ilişkin değişiklikler içermekte.
İlgili belgeye ulaşmak için TIKLAYINIZ
-§-
15 KASIM Cuma
● AYM BİREYSEL BAŞVURUSU
Somut olayda beyanları mahkûmiyet hükmüne belirleyici ölçüde esas alınan tanıkların dinlendiği celselere katılmayan Heyet üyelerince başvurucu hakkında mahkumiyete karar verilmiştir. Beyanları kararın sonucunda belirleyici rol oynayan ancak hem birey olarak hem de beyanları açısından güvenilirlikleri hususunda birçok itirazlar bulunan tanıklar yeniden dinlenilmediği gibi Ceza Dairesince de duruşma açılarak ya da bu konuda bozma kararı verilerek söz konusu eksiklik telafi edilmemiştir. AYM; ceza muhakemesinde zorunluluk olmadıkça duruşmanın kesintisizliğinin esas olduğu, doğrudan doğruyalık ilkesinin yargıcın araya herhangi bir aracı katmaksızın deliller hakkında bilgi sahibi olması anlamına geldiği, çelişmeli yargılama ilkesi gereği yargıcın duruşmaya getirilmemiş veya huzurda tartışılmamış delilleri hükme esas almaması gerektiği duruşmanın bir formalite değil ceza yargılamasının özü olduğu, gerekçeleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
İlgili belgeye ulaşmak için TIKLAYINIZ
-§-
16 KASIM Cumartesi
● ÇANAKKALE 1. İDARE MAHKEMESİ İTİRAZI ÜZERİNE AYM İPTAL ETTİ
İptali istenen kural özetle; açığa alınması nedeniyle rütbe terfi yapamayıp beraat etmesi üzerine emsal nasıp tarihinden itibaren terfi ettirilen ancak maaş farkları tarafına ödenmemesine ilişkindir.
Kuralın; terfi şartlarının tamamını taşıyan kişinin sadece bir gün dahi açığa alınmış, sonrasında açığa alınmanın haksız olduğu anlaşılmış ve görevine dönmüş, yargılama süreci boyunca görevinde çalışmış, yargılama sonucunda da beraat etmiş olsa dahi emsallerine uygun olarak geriye dönük biçimde terfii yapılmasına karşın kendisine maaş farkı ödenmemesini öngördüğü anlaşıldığından kuralla mülkiyet hakkına getirilen sınırlamanın meşru amacının bulunmadığı gerekçesiyle 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 33. Maddesi’nin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesinin "açığa alınmaları nedeniyle terfi edemeyen ve rütbe kıdemliliği onanmayanlardan beraatine karar verilenler” yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
İlgili belgeye ulaşmak için TIKLAYINIZ
-o-
● MİLLETVEKİLLERİNİN İPTAL TALEBİNİ AYM REDDETTİ
İptali İstenen Hükmün İçeriği; girişte aranan sağlık şartlarını taşımadıkları gerekçesiyle eğitim ve öğretim kurumlarından ilişiği kesilenlerden Emniyet Genel Müdürlüğüne başvurmaları halinde genel idare hizmetleri sınıfında durumlarına uygun unvana açıktan atama işlemleri ile ilgili diğer usul ve esasların Emniyet Genel Müdürlüğünce belirleneceğine ilişkindir.
AYM kararında; 3201 Sayılı Kanun’a Eklenen Geçici 31. Maddenin Üçüncü Fıkrasında Yer Alan " ... Emniyet Genel Müdürlüğünce belirlenir." ibaresinin iptali talebini, her ne kadar AY m.128’de kamu görevlilerinin hak ve yükümlülükleri hakkında kanuni düzenleme ilkesi getirilmiş olsa da bu ilkenin düzenlenen alanda temel prensiplerin kanunla konulmasını ve çerçevenin kanunla çizilmesini ifade etmekte olduğu, bu niteliği taşıyan bir yasal düzenleme ile uzmanlık ve teknik konulara ilişkin hususların belirlenmesi hususunda yürütme organına yetki verilmesinin söz konusu ilkeye aykırılık oluşturmayacağı, bu bağlamda genel idare hizmetleri sınıfına atanabilmek için anılan maddede belirtilen şartlan sağlayanların atama işlemlerindeki usul ve esasların idare tarafından düzenlenebilmesinin mümkün olduğu, genel idare hizmetleri sınıfında durumlarına uygun unvana atamalarının yapılmasına ilişkin temel ilkeler ile yasal çerçevenin kanunla belirlendiği, ancak belirlenen bu şartlar dışında talepte bulunanların durumlarına göre çalışacakları birimin tespitinde başkaca şartların da aranmasının gerekebileceği, bunların ise uzmanlık, idare tekniği ve görevin gerektirdiği niteliklerle ilgili hususlar olduğu bu itibarla yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesine aykırı bir yön bulunmadığı gerekçeleriyle REDDETMİŞTİR.
İlgili belgeye ulaşmak için TIKLAYINIZ