4857 SAYILI İŞ KANUNU VE GÜNCEL MEVZUAT DEĞIŞIKLIKLERI IŞIĞINDA TELÂFI ÇALIŞMASI VE DENKLEŞTIRME ESASINA GÖRE ÇALIŞMA HAKKINDA BILGI NOTU

TELAFİ ÇALIŞMASI

Madde 64 - Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren dört ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. (Ek cümle: 25/3/2020-7226/43 md.) Cumhurbaşkanı bu süreyi iki katına kadar artırmaya yetkilidir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz. Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz. Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.

İş Kanunu’na göre, genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok 45 saattir. Genel olarak bu süre, haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek, uygulanmaktadır.

4857 sayılı Kanun ve “İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği”ne göre, telafi çalışması; zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi, benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi, işçinin talebi ile kendisine 4857 sayılı İş Kanunu, iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile öngörülen yasal izinleri dışında izin verilmesi nedenleri ile yapılabilmektedir.

Telafi çalışması, II. bölümün 2. maddesinde belirtilen nedenlerle işçinin, iş görmek üzere işverenin emrinde hazır beklemeyip, saatlik veya günlük olmak üzere izinli sayılmasıdır. Dolayısıyla, telafi çalışmasının yapılacağı günde/günlerde, işçinin ücretli izin, hastalık veya haklı bir mazeret durumunun bulunmaması halinde ve yapılacak olan telafi çalışmasının, günlük üç saati aşmayacak şekilde en fazla iki ay içinde ve varsa akdi tatiller, hafta tatilleri ile bayram ve genel tatiller dışındaki günlerde yapılması koşuluyla işçi telafi çalışmasına katılmak/yapmak zorundadır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 17.03.2008 tarihli ve 2007/27667 Esas, 2008/5298 Karar sayılı Kararı.)

Telafi Çalışmasının Yaptırılabileceği Süre
Telafi çalışmasının, bu çalışmanın kaynağını oluşturan nedenin sona ermesinden itibaren 4 (dört) ay içinde yaptırılması söz konusudur. İş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleriyle 4 aylık süre kısaltılabilmekte, ancak uzatılamamaktadır. Bu süre önceden 2 ay iken, 7226 Sayılı Kanun’un 43. Maddesi ile 4 aya çıkartılmış ve Cumhurbaşkanı’nın bu süreyi iki katına kadar artırmaya yetkili olduğu cümlesi eklenmiştir. Telafi çalışmasının kaynağını oluşturan nedenin sona ermesinden/ortadan kalkmasından itibaren 4 aylık süre içinde telafi çalışmasının yapılması gerekmektedir. Telafi çalışmasının kaynağını oluşturan nedenin sona ermesinden/ortadan kalkmasından sonra işçinin rapor veya ücretli izin kullanmış olması durumunda, 4 aylık sürenin başlama tarihi, rapor veya ücretli izin süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamaktadır.
4 aylık süre içinde yapılmayan/yaptırılmayan telafi çalışması, yapılmış olarak kabul edilmektedir.

Günlük En Fazla Yapılabilecek Telafi Çalışması Süresi
İş Kanununa göre, işyerlerinde yapılabilecek günlük çalışma süresi en fazla 11 saat olarak öngörülmektedir.
4857 sayılı Kanunda, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşuluyla günde 3 (üç) saatten fazla telafi çalışması yapılamayacağı belirtilmektedir. Bu çerçevede, günlük çalışma süresi 8 saat olan işyerlerinde günlük en fazla 3 saat, günlük çalışma süresi 9 saat olan işyerlerinde günlük en fazla 2 saat telafi çalışması yapılabilmektedir.

Bayram ve Tatil Günlerinde Telafi Çalışması Yapılabilir mi?
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile ilgili 1.5 günlük, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile ilgili 1 günlük, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı ile ilgili 1 günlük, 30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili 1 günlük, Ramazan Bayramı ile ilgili 3.5 günlük, Kurban Bayramı ile ilgili 4.5 günlük, 1 Ocak Yılbaşı tatili ile ilgili 1 günlük, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü ile ilgili 1 günlük sürenin tatil olarak kutlanması öngörülmektedir. İşyerlerinde pazar günü hafta tatili olarak kutlanmaktadır. Haftanın 5 günü çalışma yapılan işyerlerinde ise cumartesi gününün akdi tatil olarak kullanılması söz konusu olmaktadır.

Belirtilen bayram veya tatil günlerinde telafi çalışması yapılabilmesi mümkün bulunmamaktadır. (Yargıtay bir kararında; Cumartesi gününün işyeri bakımından tatil günü olduğu ve telafi çalışması olduğu belirtilen çalışmanın da günde 3 saatten fazla yapıldığının anlaşıldığı belirtilerek, bu durumda işçinin çalışmak istememesinin işverene haklı nedenle fesih hakkı vermediği gibi, geçerli fesih sebebi de oluşturmayacağına karar vermiştir.)

Telafi Süresinin İşçinin Hakları ve Sosyal Güvenlik Açışından Durumu İşçiye daha sonra telafi edilmek üzere belirli nedenlerle çalıştırılmayarak, izin verilmesi veya önemli ölçüde az çalıştırılması durumunda, kaynağını oluşturan nedenin sona ermesinden/ortadan kalkmasından itibaren dört aylık süre içinde günlük normal çalışma süresini en fazla 3 saat aşmak koşuluyla günlük 11 saate kadar yapılan çalışmayla telafi edilmekte olduğu için işçinin telafi edilecek zamana ait izin, kıdem, sosyal güvenlik ve tüm haklarının verilmesi gerekir. Aksi takdirde, işçinin telafi edilecek boş zaman için mağduriyeti söz konusu olabilecektir.

Kanuna Aykırı Olarak Yaptırılan Telafi Çalışmasının Sonuçları
Telafi çalışmasının yasal boyutu, İş Kanunu ve İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nde hüküm altına alınmış ve açıklanmış bulunmaktadır. Söz konusu Kanun ve Yönetmelik hükümlerine uygun olmayan şekilde işçiye; günde 3 saatin üzerinde telafi çalışması veya günde 11 saatin üzerinde çalışma ya da bayram ve tatil günlerinde telafi çalışması veyahut telafi çalışmasının kaynağını oluşturan nedenin sona ermesinden/ortadan kalkmasından itibaren dört aylık süre geçtikten sonra yapılacak/yaptırılacak olan çalışmalar, telafi çalışması olarak değerlendirilememektedir.

Söz konusu Kanun ve Yönetmelik hükümlerine uygun olmayan şekilde telafi çalışması gerçekleştiren/yapan işveren ve işveren vekiline 2011 yılında her bir işçi için 219,-TL. idari para cezası uygulanmaktadır.

DENKLEŞTİRME ESASINA GÖRE ÇALIŞMA
Madde 63 - Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırk beş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. (Ek cümle: 10/9/2014-6552/7 md.; Değişik cümle: 4/4/2015-6645/36 md.) Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin çalışma süresi; günde en çok yedi buçuk, haftada en çok otuz yedi buçuk saattir. Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde on bir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilir.

DENKLEŞTİRME UYGULAMASI
Örneğin, haftada 5 gün çalışan kişinin günlük çalışma süresi 9 saattir. Ancak haftalık çalışma süresinin haftanın çalışılan günlerine farklı şekilde dağıtılması sonucunda, o işyerinde işçi haftada 6 gün çalışılıyorsa, haftada en çok 11×6 =66 saat, 5 gün çalışılıyorsa en çok 11×5 = 55 saat çalıştırılabilecektir. Yani, yoğunlaştırılmış iş haftasından sonraki dönemde işçinin daha az sürelerle çalıştırılması suretiyle, toplam çalışma süresi, çalışılması gereken toplam normal süreyi geçmeyecek şekilde denkleştirilir. Haftanın çalışılan günlerine günde 11 saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilmesine denkleştirme uygulaması denmektedir.
Günlük 11 saati aşan çalışma süreleri hukuka aykırıdır. 4857 sayılı İş Kanunu bu sürenin sınırının 2 ay olacağını düzenlemiştir. Bu süre toplu iş sözleşmesi ile 4 aya kadar çıkartılabilmektedir fakat bundan daha uzun olamaz.

İşçi denkleştirme esasına göre çalışmaya ONAY vermelidir. 

Öncelikle belirtmek gerekir ki denkleştirme esasının uygulanabilmesi için tarafların bu hususta karşılıklı olarak anlaşması şarttır. Bir başka ifadeyle, işveren tarafından tek taraflı olarak denkleştirme uygulamasına karar verilemeyecektir.

Ancak, bu noktada belirtmek gerekir ki Yargıtay, işçinin denkleştirme esasına göre çalışmaya örtülü bir şekilde onay verebileceğini de kabul etmektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bir kararında; “Davacının nöbet çizelgelerine 24 saat nöbet esasına göre çalıştığı, günde fiili çalışmasının 14 saat olduğunun kabulü doğrudur. Ancak 4857 Sayılı İş Kanunu döneminde Yasanın 41 ve 63.maddeleri gereğince örtülü denkleştirme kabul edilerek…” demek suretiyle denkleştirme esasının taraflar arasında örtülü bir şekilde kabul edildiğini belirtmiş ve yalnızca günlük azami çalışma süresi olan 11 saati aşan kısım hak- kında fazla çalışma alacağına hükmedilmesi gerektiği yönünde karar vermiştir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 25.03.2010 Tarihli ve 2010/9024 Esas, 2010/7984 Karar sayılı kararı)

Yargıtay içtihatları uyarınca günlük çalışma süresinin 11 saati aşamayacağı emredici şekilde düzenlendiğinden bu süreyi aşan çalışmalar denkleştirmeye tabi tutulamayacak, fazla çalışma kapsamında zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullandırılması söz konusu olacaktır. Yine aynı şekilde, gece çalışmalarında hiçbir şekilde 7.5 saatlik sınır aşılamayacağından, gece çalışmaları bakımından 7.5 saatlik çalışma süresini aşan çalışmalar da denkleştirmeye tabi tutulmayacak ve bu çalışmalar fazla çalışma kapsamında değerlendirilecektir.

İş hukuku mevzuatımızda denkleştirme süresinin başlaması için özel bir süre öngörülmemiş olup, işyerinde ayın herhangi bir günü denkleştirme süresi başlatılabilecektir.

Denkleştirme süresinin aralıksız olarak uygulanması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, denkleştirme süresi bölünemez niteliktedir. Bunun bir sonucu olarak işveren, birbirini takip etmeyecek şekilde seçeceği iki farklı ayı denkleştirme süresi olarak belirleyemeyecektir.

Denkleştirme dönemi bakımından kanunda yılda bir veya birkaç kez yapılabileceğine ilişkin bir sınırlama getirilmediğinden denkleştirme esasına göre çalışmanın art arda yapılmasına bir engel bulunmamaktadır. Denkleştirme süresi, tarafların anlaşmasıyla dahi yasada belirtilen süreyi aşamayacaktır. Buna karşın taraflar bu sürenin altında bir denkleştirme süresi belirlemekte özgürdür.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, iş hukuku mevzuatımızda işçiye yedi günlük bir zaman dilimi içinde en az yirmi dört saat hafta tatili verilmesinin emredici şekilde düzenlenmiş olması ve bu emredici kurala istisna tanınmamasından dolayı denkleştirme esasının uygulandığı hallerde de hafta tatilinin verilmesi gerekliliğidir. 

Denkleştirme esasına göre çalışma aşağıdaki işçilere uygulanamaz:
İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği’nin 8. maddesi uyarınca aşağıda sayılan işçilere fazla çalışma yaptırılamayacağın- dan, bu işçilerin denkleştirme esasına göre çalıştırılması da mümkün değildir. Buna göre;
18 yaşını tamamlamamış işçiler,
İşyeri hekimi başta olmak üzere, sağlıklarının elvermediği hekim raporu ile belgelenen işçiler,
Gebe, yeni doğum yapmış ve emziren işçiler,
Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin, denkleştirme usulüne göre çalıştırılması mümkün değildir.

DENKLEŞTİRME ESASINA GÖRE ÇALIŞMA İLE TELAFİ ÇALIŞMASI ARASINDAKİ          BENZERLİKLER VE FARKLAR

Telafi çalışması kısaca, işçilerin çeşitli nedenlerle çalışmadığı veya çalıştırılmadığı çalışma sürelerinin, bu işçilere belirli bir zaman dilimi içerisinde ve belirli bir sınırı aşmamak koşuluyla fazla çalışma söz konusu olmaksızın normal günlük çalışma süreleri üzerinde çalışma yaptırılarak telafi edilmesidir.
Bir başka ifadeyle telafi çalışması, işçinin önce izinli sayıldığı ancak ücreti ödenen bir sürenin, sonradan çalışılması suretiyle ifa edilmesini ifade etmektedir.

Denkleştirme esasına göre çalışmadan farklı olarak, tarafların anlaşması yeterli değildir; telafi çalışması yapılabilecek bir olgunun varlığı gerekmektedir.
İş Kanunu’nun 64. Maddesi uyarınca telafi çalışması ancak zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi gibi nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi veya işçinin talebi ile kendisine yasal izinleri dışında izin verilmesi hallerinde mümkün olabilmektedir. Salgın hastalıklar bu durumlara örnektir.

Telafi çalışması yaptıracak olan işveren, bu çalışmanın sayılan nedenlerden hangisine dayandığını açıkça belirtmek, hangi tarihte çalışmaya başlanacağını ilgili işçilere bildirmek zorundadır.

Denkleştirme esasına göre çalışma ise tarafların anlaşması suretiyle yapılabildiği için böyle bir bildirim aranmamaktadır.

7226 Sayılı Kanun’un 43.maddesinin getirdiği değişiklik ile; denkleştirme süresinden farklı olarak telafi çalışması, zorunlu nedenin ortadan kalkması ve işyerinin normal çalışmaya başlamasını takip eden 4 ay içerisinde yaptırılacaktır. 

Telafi çalışması, günlük en çok çalışma süresi olan 11 saati aşmamak koşuluyla, günde 3 saatten fazla olamaz ve aynı zamanda tatil günlerinde yaptırılamaz.
Son olarak belirtmek gerekir ki, telafi çalışmasına ilişkin düzenlemelere aykırı davranan işveren veya işveren vekiline, düzenlemelere aykırı olarak çalıştırılan her işçi için 220 TL idari para cezası verilecektir.